HIRA VE TANRI DAĞLARI

cemal demirtaş

cemal.demirtas@hotmail.com

HIRA VE TANRI DAĞLARI
Çılgınlar gibi seviniyorlar.
Nasıl da düştüler birbirlerine diyorlar.
Bırakalım yesinler birbirlerini.
Biz seyrederken keyfimiz katlansın diyorlar.
Olimpos dağının çocukları.
Kozmosun yoldaşları.
Materyalizmin uşakları.
Manukyanın müşterileri.
Islamın müfterileri.
Peygamberin düşmanları.
Osmanlının katilleri.
Abdulhamidin hainleri.
Bugün bir oldular.
Kenetlendiler.
Sımsıkı bağlandılar.
Bir elin nesi var, iki elin sesi var ne demek gösteriyorlar bize.
Hem de en ağrılı yerimize yumruk ata ata.
Taciz var, tecavüz var, ahlak dışı işler var dendiğinde cevap veremiyorlar.
Fuhuş var, ahlaksızlık var, namussuzluk var dendiğinde söz bile etmiyorlar. Ellerinde kadehler çin çin ediyorlar. Diyorlar ki aslında ” yavaş yavaş, siz de kabul edeceksiniz, ha gayret ” diyorlar.
Erkekle kadın birlikte yaşıyorsa “ne var ki bunda?
Evli kadın başka erkekle gitmiş “ne var ki bunda “
20 yıllık evli iki çocuklu kadın, çocuklar başkasından ” ne var ki bunda “
Evli erkek başka bir kadın ile birlikte, eşi de bildiği halde, “ne var ki bunda”
Giyim kuşam herşey tam da istedikleri gibi, sen niye rahatsız oluyorsun, demek ki gözün orda burda, seni seni…. “ne var ki bunda”
Başta örtü, sorsan Allah emri, ya alt taraf ; ” bi dakka, burası şeriat devleti mi”
Mutaassıp! ailenin kızı tanıştırmak için erkek arkadaşını eve getirir, baba gururlu, kızım arkadaşını tanıştırmaya getirdi diye, anne binbir çeşit çörek börek yapar, mahçup olmasın kızım diye. El-ele ne kelime, kolkola, yan-yana, pardon yanak yanağa, En üst perdeden samimiyet gereği!. Çaylar, kekler, sonra “gel sana odamı göstereyim” baba keyif timsali, anne pervane. “Allahım Sana şükürler olsun, bu günleri de gördük ” duası. Serde kızının mürüvveti var. Tanısınlar birbirlerini… yakından hem de !
15 gün sonra kız ayrılır, Allah şükrünü mü kabul etmedi yoksa ? Haşa. Allah emrettiği üzre olanın şükrünü geri çevirir mi hiç? Sen neye şükrettin bilmezsin değil mi ?
Hasılı.
Yavaş yavaş gidiyoruz. Nereye sormayın.
Bir şeyler parça parça ediliyor, kırım-kırım kırılıyor. Biz, sivri akılları budama derdine düştük. O bunu dedi, öteki az bile dedi, başkası böyle de denir mi diye feveran ediyoruz. Bazı şeyler hayır gibi görünür, fakat onlarda şer vardır. Bazı şeyler şer gibi görünür, fakat onlarda hayır vardır. Ben Allah emrini söyledim.
Fitne öldürmekten daha kötüdür diyor Cenabı Allah. Kim fitne ateşini yakıyorsa öldürmekten daha kötüsünü yapıyor demektir.
Fitne malum olanı ikrar ederek olmaz. Fitne ikilik, şirk, aldatma ile olur. Fitneyi, kesilecek bir kurbanın derisi iyi çıksın diye kızgın kuma gömmek gibi açıklar alimler. Daha kötüsü ne ola ki ?
Osmanlı Hükümdarlarına zamanında lalalar , alimler, paşalar, kadılar yeri gelmiş, ne pahasına olursa olsun demeden “Padişahım hata yapıyorsun ” demişlerdir. Istanbul Kadısı Hızır Bey , Cihan Padişahı Fatihin kolunun kesilmesine hüküm vermedi mi?
Onlarca misal vardır bu hususlarda.
Topyekûn bir milleti ilgilendiren durum varsa ortada, genel değer ve temel anlayışa mugayir bir sıkıntı varsa, kimse sen kim oluyorsun dememeli. O bilmiyor mu, senden başka akıllı mı yok, onun maksadı başka, kişi hürdür.. gibi yanlı, asıl meseleye halel getirici yaklaşımlar ne davaya, ne davanın temsilcisine , ne de millete zerre kadar faydası olamaz. Siz sadece fırça çekmiş olursunuz o kadar. Iyi özgürlük mü? Kimin eli kimin cebinde olursa olsun karışma, özgürlük var. Peki benim özgürlüğüm, bizim özgürlüğümüz nerede? Nerede iffet, haysiyet, hassasiyet, ahlak diyenlerin özgürlüğü? Efendim bakma, duyma, görme olsun bitsin. Olur ben bakmam olur biter. Ya evlatlarımız? Onları nasıl koruyacağız? Bunun ucu asla gelmez.
Çok değer verdiğim ve devlette çok mühim bir makamda olan biri geçenlerde boşanmalar artsın diye kanun çıkarmışız dedi. Bu bir fitne değildir, bir yanlış var, oraya bi bakmak lazım, yaptık oldu demekle olmuyor dedi. Daha güzel ne var ki? Eyvallah, şuna katılıyorum; üslup önemli, görüşler açıklanırken illa yanına bir kulp takmaya, kendini desteklemek için başka birini de meseleye ortak etmeye gerek yok. Bu bazen sıkıntı da oluşturuyor işte.
Dikkat edilmesi gereken şey budur.
Demek istediğimiz; yukarıda bahsettiğimiz bütün odaklar bize gülüyor şimdi. Sille az olur, el birlik olup Olimposun evlatlarına Hıra Dağı sevdalıları olarak, Tanrı Dağlarının çocukları olarak okkalı bir tokat atmak bizim boynumuzun borcudur.
Bir olmak için içimizden kurban vermeye gerek yok, hassasiyet herkese lazım.
Selam ve dua ile.