Son Dakika
REKTÖR KAÇAR: “ÖĞRENCİLERE SORUŞTURMA AÇMADIK, SÜRECE İDEOJOLİK OLARAK BAKMIYORUM”
DATÇA’DA ÖĞRETMENLERE SORUŞTURMA AÇILMASI
ULA BOĞA GÜREŞİ DERNEĞİNDEN EĞİTİME DESTEK
MSKÜ Turgut Reis İDA, Teknofest Yarışmasında Finale Kaldı
Robotik ve Kodlama Eğitimleri Başladı
MSKÜ Öğrencileri TEKNOFEST 2024’te Finale Kaldı
KIYAMA KALKMA VAKTİ
Şöyle bir hesabı Genel Başkan Yardımcımız ve Teşkilat Başkanımız Erkan Kandemir yapmış olabilir mi bilmiyorum. Aslında merak etmiyor değilim. Yaptıysa teşkilatını tanıyor diyebilirim. Ya yapmadıysa. .
81 il, 973 ilçe, 42184 mahalle, 18290 köy, 23923 kasaba veya birimde teşkilatlı olan tek parti Ak Parti.
81 İl Başkanı,
İl Delege sayısı 48600
İlçe delege sayısı 389200
Köy+mahalle+belde : 84397
İlçe yönetim kurulları :30000
İlçe Kadın kolları: 30000
İlçe gençlik kolları : 30000
İl yönetim kurulları : 12000
İl kadın kolları. : 12000
İl gençlik kolları: 12000
Toplam = 646278
(Kabaca bu kadar. Fazlası var ama eksiği yoktur. )
Muazzam değil mi?
650 bin kişi Ak Partide bir şekilde yönetici.
Biz kocaman bir aileyiz. Elhamdülillah.
12 milyon üyesi olan bir partiyi idare etmek elbette kolay değil. Bu, ancak silsileye göre kurulu bir düzen ile mümkün olur.
Çok doğru.
650 bin yönetimde yer alıyorsa, bir ailenin 4 kişiden oluştuğunu düşünürsek, 2 milyon 700 binlik bir nüfus ediyor demektir.
2 tane Aydın nüfusu, 1.3 Antalya nüfusu ya da 2.7 Muğla nüfusu kadar insan.
Allah razı olsun. Sorumluluk almak, hele bu dönemde elbette mühim ve çok değerli.
Lakin.
Orduların sayıca fazla olması onların mutlak galip gelecekleri anlamına gelmez. Tarihte binlerce misali vardır.
İslam’ın ilk gazası Bedir Gazasında İslam Ordusu 313 mücahit 2 at ve 70 deve ile, 900 süvari, 100 at ve 170 devresi olan müşriklere karşı mutlak bir zafer kazanmıştır.
Demek ki mesele sayıda değil, kabiliyet ve zekada.
650 bin kişinin en az bir Facebook, en az bir Twitter hesabı illaki vardır. Hadi 50 bini kullanmaz desek bile 600 bin eder.
Cumhurbaşkanımız her fırsatta bu mesele üstünde ısrarla duruyor ;
“sosyal medyada gücümüzü göstermeliyiz.”
Bi bakalım o halde.
Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsi Facebook hesabı yaklaşık 10 milyon. Cumhurbaşkanlığı Resmi hesabı yaklaşık 2 milyon. Ak Paryi resmi hesabı ise yaklaşık 4 milyon.
Yine Cumhurbaşkanımızın resmi Twitter hesabı 17 milyon. Cumhurbaşkanlığı resmi hesabı 8.3 milyon. Ak Parti Twitter resmi hesabı ise 2.6 milyon.
Fakat Ak Parti üye sayısı bile 12 milyon.
Cumhurbaşkanımızıın şahsi hesaplarındaki paylaşımlara ortalama 40- 50 bin beğeni, 6-7 bin paylaşım oluyor. Ak Parti hesaplarında ise twitter’da 4-5 bin, paylaşım ise bin civarı.
17 milyonluk bir hesaptan çıkan 50 bin kişi. Bunun kesinlikle yarısından fazlası Cumhurbaşkanına gönülden bağlı asıl dava erleri. Ak partide ne bir görevi, ne üyeliği olmayan, gerçek dava erleri. Nereden biliyorsun diye soran olursa, aylarca tek tek sayfalarını inceledim oradan biliyorum derim.
Hatta en fazla dikkatimi çeken husus ise Ak Parti resmi hesabının Cumhurbaşkanlığı hesabını takip etmiyor olması. Bu bir ihmal mi yoksa bilerek yapılan ve açıklaması olan bir şey mi bilemedim. Cumhurbaşkanlığı resmi hesabının makamın tarafsızlığı sebebi ile takip etmemesi normal. Ama diğeri?
Durum bu.
Sadece parti yönetiminde 600 bin sosyal medya hesabı olan bir parti, 5-6 bin , 700-800 paylaşım alıyor.
Peki.
Bu diğer partilerde de böyle mi acaba ?
Kılıçdaroğlunun şahsi hesabı 7.3 milyon. Ortalama tweet 30-40 bin. Paylaşım 5-6 bin. Recep Tayyip Erdoğan hesabının yarısı bile değilken, aktif olma durumu iki katından fazla.
Bu ülke son 10 yıldan, özellikle de son 4 yıldan beri yedi düvele karşı, her açıdan her çeşit saldırıya karşı mücadele ediyor.
Sosyal medyanın nasıl büyük bir güç olduğunu bilmeyen herhalde bir tek biz varız. Rakiplerimiz ve düşmanlarımız bir yandan davayı, diğer yandan ülkemizi karalamak için özel birimler, özel sistemler kurarken, katliam emrini bizzat verdiği vicdanlarda sabit olan Suudi prensi bile milyonlarca dolar harcayarak, ülkemize ve Cumhurbaşkanımız karşı özel sosyal medya terörü estirirken, eli kanlı hain terör örgütü saklandığı Amerika’dan tek kelime ile milyonları harekete geçirirken hele …
Biz?
Neredeyiz?
Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcımızın, Teşkilat Başkanımızın teşkilatı üzerinde daha fazla etkisi olmaz mı acaba ? Eğer bu davada yer alacaklar ve alanlar, ellerinde bulunan güçlerini bugün kullanamayacak ise ne zaman aktif hale gelecekler? Neden varlar? Sayı tamamlansın diye değil herhalde. Şayet öyle olsaydı listelere girebilmek için onca mücadeleyi kimse vermemesi gerekmez miydi? Teşkilata girenin sanki nutku tutuluyor. Yazmayı unutuyor, mücadeleyi umıtuyor, atılan onca iftira ve saldırıyı görmüyor. Ama iki şeyi asla ihmal etmiyor; yönetim kurulu toplantısı yaptık paylaşımı, havalimanında, açılışta milletvekili, bakanlarla tokalaşma pozlarını hemen “ölümsüzleştiriyor.”
Görevini bihakkın yerine getirmek bu olmasa gerektir.
Akşam başımızı yastığa koyduğumuzda, bize tevdi edilen görevi nasıl yaptım, ne yapamadım, daha fazla ne yapabilirim sorusunu, en başta Teşkilat Başkanı ve ilgililer, il başkanı ve yönetimi, ilçe başkanı ve kadrosunun vebal ve sorumluluk noktalarında ele almaları zor olmasa gerektir. İnanıyorum ki büyüklerimiz illaki düşünüyorlardır. Fiili bir türlü göremeyince üzüntümüz artıyor.
Boşu boşuna gulu gulu dansı yapmaya ne zamanımız ne de lüksümüz var.
“KIYAMA KALKMA VAKTİ” için 1 yorum
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
23 Temmuz 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler
20 Temmuz 2024 Köşe Yazıları, Siyaset, Tüm Manşetler
16 Temmuz 2024 Genel, Köşe Yazıları, Tüm Manşetler
14 Temmuz 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler
Ağzına yüreğine kelamına sağlık değerli abim.